30 Aralık 2010 Perşembe

Suden'in hayvanat bahçesi gezisi

Geçtiğimiz hafta sonu kızımla hayvanat bahçesine gittik. Hayvanları bir yandan tanımaya çalışırken, bir yandan da çok eğlendi. Suden hayvanları çok seviyormuş meğer, onların taklitlerini bile yapmaya başladı.











29 Aralık 2010 Çarşamba

Cici Bebek Takımı Çekilişi

Bebeğimin Cicileri'nin hediyesi olan bu cici takıma sahip olmak isterseniz aşağıdaki linkten katılabilirsiniz. Ben katıldım, şanssım varsa önümüzdeki yıl bu cicileri giymek bana nasip olacak :).

15 Aralık 2010 Çarşamba

Dedesinin Minik Şoförü






Fıstığım minik şoför. Kızım şimdiden babasının arabasına ortak oluyor. Güneşli bir pazar günü direksiyonda Suden PAŞAOĞLU var çekilin. Canım fıstığım benim birtanem.

En küçük gelin


11/12/2010 günü kızım gelin oldu, en küçüğü ve en tatlısıydı. Ümit dayısı ve Sevgi yengesini evlendirdik o gece. Kızımın gelinliği de Ümit dayısının hediyesiydi zaten. Onlara çok teşekkür eder, bu yeni ailenin sonsuza kadar mutlu birlikteliklerini ve onlardan Suden'imize bir an önce sevimli kuzenler :) diliyoruz...

26 Ekim 2010 Salı

Artistik pozlarımız















Suden 9 aylık

Yaklaşık bir buçuk aydır, bu günceye bir satır bile yazılmamış; ayıp etmişiz. Bu süre içinde kızımız kocaman olmuş, hem boydan, hem kilodan, hem birçok yönden... Dün doktor amcasına gitti, onu bile şaşırtmış. Doktor amcasının deyimiyle, "kartpostal bebeği" olmuş Suden. "Maşallah"
Kontrolleri sonucunda; 74 cm boyunda, 10,300 kg ağırlığında olmuş kızım. Sağlık durumu iyi.
Son bir ay içerisinde alt iki dişi kendini gösterdi, baya baya ısırıyor artık. Bizim yemeklerimize dadanmaya başladı, mamayı istemiyor artık, "Ben de büyüdüm, siz ne yerseniz ben de ondan isterim" diyor...
Annesi işe başladı, eh Suden de artık anneannesinin kızı oldu artık. Hafta içi anneannede, hafta sonu anne-babası yanında. Ne yapalım, çalışmak ta lazım, dimi...
Emekliyoruz artık, hem de komando gibi (alçak sürünme de denilebilir). Sadece geri dönüşlerde biraz zorlanıyoruz. Geri vites manevraları biraz acemice oluyor, ama sonunda başarıyoruz. Yürüme çalışmaları da devam ediyor bir yandan. Kolumuzdan tutulduğu takdirde, pek âlâ yere sağlam basabiliyoruz.
Müzikle bağlarımız kuvvetleniyor. Ritim tutuyoruz. Dansı çok seviyoruz.Ses çıkartmak olsun da, vurduğumuz şeyin ne olduğu, ya da kırılıp kırılmadığı önemli değil. Küçük ayrıntılar dikkatimizi çekiyor. Her şeye elimiz uzanıyor. Haa kırmaya da başladık artık. Eh o kadar bela yapıcaz dimi...
Büyüyoruz... Bakalım daha ne gibi değişiklikler bizi bekliyor sonraki günlerde...

9 Eylül 2010 Perşembe

Ramazan Bayramı


Bugün Bayram! Mübarek Ramazan Bayramı. Tüm insanlar birbirlerine daha çok yakınlaşsın, dargınlıklar ortadan kalksın, kardeşlik ve dostluk duyguları daha da kuvvetlensin. Tüm insanlar neşe ve mutluluk denizinde yüzsün. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Ramazan Bayramı'nı doya doya yaşayalım. Hayırlı ve bereketli nice Ramazan Bayramları dileğiyle.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

İlk sözcüklerimiz

Canım kızım bu perşembe tam 7 ayını doldurdu. Anneanneye misafirliği gittik o gün, hem ziyarete, hem de anneanne ile dedeyi Bulgaristana uğurlamak için... Oyun oynarken benim fıstığım kendi dilinde ama anlaşılır şekilde 'anne' ve 'baba' demeye başladı. Söyledikçe eğleniyor, hem kendisi seviniyor, hem biz de çok sevindik. Canım kızım seni çok seviyoruz birtanem.

27 Ağustos 2010 Cuma

Ecem Naz









Sonunda Ecem Naz ile de tanıştık. "Sonunda" diyorum çünkü 3 aylık kocaman tatlı mı tatlı bir kız olmuş küçük kardeş Ecem Naz. 41 kere maşallah desek te az gelir. Babası gibi kara bişi. Babasının dediği gibi "ayıcık buruncuk", çok şeker, ama "esmer şeker":). Kızlarımızın tanışmasında önce Korupark'ta dolaştık, ardından da kültür parkta açık havanın keyfini çıkardık. Güzel bir haftasonuydu, hava da güzeldi, tam gezmelik. Keşke her akşam tekrarlayabilsek, ama uzak malesef. Neyse... Ecem Naz, Suden seni çok sevdi, bir an önce büyüyün de beraberce oynadığınız o günleri de görelim.

10 Ağustos 2010 Salı

Suden'in 6 aylık kınası

07.08.2010 cumartesi; canım kızım 6. ayını dolduralı 18 gün oldu. Ve bugün kızımın ilk kınası , yani "6 Aylık Kınası" yapıldı anneannesinin evinde. Havanın sıcak olmasına rağmen davetliler koskoca evi doldurdular eksik olmasınlar. Yaklaşık 50 kişi vardı kızımın kınasında, yeni yeni ciciler getirdiler. Gelin gibi oldu benim bitanem. Ellerine ve ayaklarına kınalar yaktık. Çok sevildik, çok öpüldük, biraz da nazarlara geldik. Kısaca çok güzel geçti.

25 Temmuz 2010 Pazar

İlk pikniğimiz

Canım kızım için bugün, yine ilk deneyimlerinden biri oldu. Ailecek pikniğe gittik. Misi köyünün mis gibi havasında, temiz ve soğuk deresinin yanı başında, harika ama bizim için biraz da yorucu bir piknik oldu. Yorulmayan sadece canım kızım Suden'di. Eee tabi bütün bu koşuşturmaca, bu hizmet kim içindi sanki? Zaten bütün gün hamaktaydı. Keyfine diyecek yoktu. Piknik bu, Ahmet dedemizin mangalı olmasa olmazdı. Mangal alışkanlığımız burada da devam etti, aynı tatlar, sadece mekan farklıydı. Biz bu piknik işini çok sevdik, ara ara tekrarlamamız gerekecek galiba.

20 Temmuz 2010 Salı

6. ay

Bugün 20 Temmuz, yani hayata gözlerimizi açıp "merhaba" dediğimiz günden bugüne kadar tamı tamına 6 ay olmuş. Bugün 1/2 yaşgünümüz yani. Zaman hızla geçiyor, canım kızım hızla büyüyor. Büyüdükçe hergün değişiyoruz, yeni şeyler öğreniyoruz. Öğrenmek için büyüklerimizin tüm hareketlerini dikkatle ve merakla takip ediyoruz. Yürümeye yönelik hareketlenmeler başladı, benden söylemesi bir ay sonra tutunup yürüyebileceğiz, demedi demeyin. Emeklemiyoruz, ama hedefi göze kestirmemiz yeterli, yan yan bir yüz üstü, bir sırt üstü dönerek hedefe varıyoruz. Yakınlarımızı artık net olarak tanıyabiliyoruz. Bize seslenenlere dönüp dikkatimizi ona verebiliyoruz. Herkese gülümsüyoruz, kendimizi sevdirmeyi çok iyi biliyoruz. Ek gıdalara başlayalı 1 ay oldu. Yemek ayırmıyoruz, babanın sevmediği yemekler dahi olsa... Ama anne sütümüze de devam tabiki. Gece uykumuz artık sabaha kadar bölünmüyor (maşallah), uyku düzenimiz oturdu gibi. Henüz "anne - baba" demesek te, kendi bebek dilimizde baya baya konuşuyoruz işte, büyüklerimiz ister anlasın, ister anlamasın. Melodiyi tutturamasak ta, şarkı söylemeyi seviyoruz. Artık isteme, kızma, sinirlenme hislerimiz de gelişti, bu hislerle direk tepkiler verebiliyoruz.
Perşembe günü aylık periyodik muayenemiz var. Bakalım fiziki olarak da ne kadar gelişim katetmişiz, görücez. Görüşmek üzere, haydi baayyyy...

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Hala'ya süpriz ziyaret...

Bugün yine çok sıcak bir gün. İşten erken döndüm, canım kızım çok sıkılmış, annesi de tabiki... Fazla zaman kaybetmeden kararımızı verdik ve yola koyulduk. Hala'ya ziyarete, Kumla'ya gittik. Hem bir deniz havası iyi gelir diye düşündük, "kötü mü ettik? - hayır tabi ki". Suzan halamız beklemiyordu, şaşırdı, bir o kadar da sevindi doğal olarak. Sahilde bir restoranda takıldık biraz, dükkanları dolaştık, en önemlisi Suden'im denizle oldukça yakından tanıştı. Deniz çok ilgimizi çekti, ayaklarımızı ıslattık. Su soğuktu biraz, ama sevdik. Belli ki deniz ziyaretlerimiz yavaş yavaş sıklaşacak.